Gizemli Mısır Piramitleri

Dünyanın farklı yerlerinde çok sayıda piramit inşa edilmiş olmasına rağmen ‘piramit’ deyince ilk aklımıza gelen neden Mısır Piramitleridir. Bu piramitlerin yapılış amacını ve hala gizemini koruyan inşa sürecini sizin için derledik. Keyifli okumalar…


Ünlü coğrafyacı ve gezgin İbn Batuta yaklaşık çeyrek asır süren bir Mısır yolcuğu gerçekleştirir. Seyahatini kaleme alırken piramitler hakkında şöyle bir not düşer:

Anlatılanlara göre Mısır kralı Surid bir tufanın gerçekleşeceği ve her şeyin yok olacağına dair kendisini korkutan bir rüya görür. Bilgileri depolamak adına ve kral mezarları için Nil Nehri’nin batı kıyısına bu piramitleri inşa etmek ister. Tarih boyunca Giza’daki bu üç büyüleyici piramidin gizemi çözülmeye çalışıladursun, ünlü seyyah İbn Batuta bunların sadece mezar yapıları olduğunu fazladan gizemler yüklemeye çalışmanın gereği olmadığını söyler.

Mısır’daki piramitler gerçekten de MÖ 2000’li yıllarda hüküm süren firavunlar Keops, Kefren ve Mikerinos adına yaptırılan mezarlardır.

Piramit kelimesinin etimolojisi hala belirsizliğini korurken ‘pyramis’ şekliyle ilk defa Yunanlılar’da karşımıza çıkar. Tüm dünyayı hayrete düşüren ve spekülasyona neden olan Mısır piramitlerinin ilk anlatımını da MÖ 500’lü yıllarda yaşayan Herodot’ta buluruz. Tarihin babası olarak bilinen Herodot Mısır’a gider, Nil kıyılarında dolaşır. Bu sırada yazdığı ‘’Herodot Tarihi II’’ kitabında birkaç sayfa da olsa Giza piramitlerine ve inşa edenlere değinir.

Dünyanın Antik Yedi Harikası’ndan ayakta kalan tek yapı olan Piramitler’in hangilerinin ‘harika’ olarak kabul edildiği belirsizdir. Ünlü tarihçi Sicilyalı Diodros sadece üç piramitten en büyüğünün; Amasyalı coğrafyacı Strabon ise üçünden ikisinin Dünyanın Yedi Harikası’ndan sayıldığını belirtir. Sicilyalı Diodros ‘’Tarih Derlemesi’’ kitabında tarihçi Herodot’u doğrular nitelikte rampalardan bahseder. O dönemde makine icat edilmediği için topraktan yapılan yükseltiler ile taş blokların üst üste eklendiğini yazar. Diodros’tan sonra ‘’Geographika’’ kitabında piramitlerden bahseder Strabon, Özellikle büyük piramit hakkında birçok bilgi verir. Bu bilgilerin en başında Büyük Piramit’in yapıldığı zamanda girişinin biliniyor olması gelir. Ünlü coğrafyacıya göre giriş hareketli bir taşla kapatılır. Taş kapı açıldığında mezar alanına inen eğimli bir alana geçit verir.

Özellikle Haçlı Seferleriyle Ortadoğu’ya gelen Hristiyanlar, yollarının üzerinde yer alan ülkeleri de keşfetmeye başlar ve piramitleri de fark eder.

Piramitler hakkında yazılan kitaplar bir dönem hiç artmasa da ‘harikaların’ ziyaretçisi sürekli artarak devam eder. Piramitlerin üzerine çıkmak konusunda bir yasak olmadığı dönemlerden ziyaretçilerin bıraktığı izleri halen üzerinde taşır.

Haçlı Seferleri sırada gezginlerin yazdığı notlar artar. Bunlardan en ilginci Jean de Mandeville’in ‘’1356; Dünyanın Yedi Harikası’’ kitabıdır. Piramitleri Hz.Yusuf’un ambarları olarak adlandırır ve birkaç saptama yapar. Bu yapıların önceki dönemlerde yaşayan beylerin kabirlerinin olabileceğini öne sürer. 19. yüzyılda özellikle Fransız araştırmacıların keşif gezileri ve kitapları büyük ilgi uyandırır. Kaşifler Mısır fethedildiği takdirde bu ihtişamlı ülkenin sanatsever insanların ellerinde yeniden bir sanat ve ticaret merkezi olmasının işten bile olmadığını söylerler.

Arkeolojik olarak da ilerleme kat edilen Gize’de piramitlerin çevresinde çok sayıda sfenks bulunur. Uzun zaman verilen emekle ortaya çıkarılan Giza Sfenksi de en az Piramitler kadar ünlü ve gizemlidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir