Gelenek + Gelecek Baksı Müzesi

 

Gelenek günümüzde üstünden en çok akıl yürütülen, spekülasyonlar yapılan ama hayata eklemlenmesi konusunda objektif veriler sunması hayli tartışmalı olan bir sorundur.

Kimi zaman geleceğin geleneği tehdit ettiği görüşü üzerinden bir karşıtlık üretiliyor. Kimi zaman ise gelecek düşüncesi gelenek karşısında var olma gerekçesiyle bir alan oluşturma çabası içinde oluyor. Her iki tutumun da kendini dayadığı ve haklı bulduğu gerekçelerin de sorgulanabilir zaaflara sahip olduğunu düşünüyorum. Bu durumda yaşamın ve insanın gerçekliğinden, hatırlamayı ve hayal etmeyi kaldırma gibi riskli bir alan yaratılıyor. Başka bir deyişle gelenekçi düşünce kendini tekrar ederek varlık sürdürmeyi geleneği sürdürmek gibi düşünüyor, bu yolla da kendisini yenilemiyor ve kendi içine kapanıyor. Öteki ise unutma üstünden bir yeni dünya tasarımı içinde bulunmayı kaçınılmaz saydığı için belleğin inkarına ağırlık veriyor. Durum böyle olunca iki ana problem çatışması çıkıyor. Bir tanesi unutmak ötekisi ise sürekli tekrar. Bu zaaflı durum insanın doğasına aykırı olabildiği gibi kültürün sürekliliğine yönelik de büyük sorunlar yaratıyor. Her iki durumda bir bakıma gerçekliklerin inkarına yöneliyor. O zaman bizim sorunumuz öncelikli olarak tekrarın ve inkarın ötesine geçip insan gerçeğine yönelmektir.

Ben gelenek ve gelecek ilişkisinin problem olmaktan daha çok yaşamın gerçekliği olduğunu anlamaktan yana oldum. Çünkü insan hatırlayan ve hayal eden bir özelliğe sahiptir. Hatırlama yetisini yok ettiği andan itibaren kopukluklar ortaya çıkmaktadır. Gelecek ise hayaller üstünden inşa edilecek bir arayıştır. Bu arayışı ihmal etmiş yapılar, geleneğin hem sürdürülmesini engellemiş olurlar, hem de gelecek düşüncesini geleceğin dinamizmini yitirmiş olurlar.

Belki tüm bu sorulara karşılık olarak Baksı Müzesi’ne bir çözümleme örneği olarak bakabiliriz. Çünkü Baksı Müzesi benim gelenekle gelecek arasında inşa etmeye çalıştığım bir köprü, bir geçişkenlik ve bir buluşma noktasıdır. Onun için de bir yanıyla hatırlayan, öteki yanıyla hayal edeni bir araya getiren insanın gerçekliğine yanıt üretmeye çalıştık. Nedir bu insan gerçekliği dediğimiz şey? Destanlarda, şiirde, sözlü geleneğin hemen her alanında olduğu gibi, edebiyatta, sanatta ve felsefede, hatta mimarlıkta kendine daha mutlu bir gelecek inşa etme çabasını görürüz. Sorunlu alanın aşılmaz olmadığını bize öneren direnci görürüz.

Onun için de öncelikli olarak insanın yaratıcılık çabasını; üst sanat, alt sanat, , yerellik, evrensellik, arayış, yenilik gibi tartışmaların labirentine sokarak, onlardan uzaklaşmak yerine onları aynı ortamda bir araya getirmek mümkündür diye düşündük. Bu nedenle bulunduğumuz ortamda kültürün birbirine saldırmak yerine birbirini desteklediğini ve bu desteklemenin bir çeşitlilik ve zenginlik oluşturduğunu yaratacak bir düzenlemeyi seçtik. Saldırı diye adlandırdığımız şey insan arayışının doğasında olan bir şey, çünkü insan her zaman bulunduğu ortamın ötesini merak etmiştir.

Baksı bu nedenle bu çeşitliliğin sürekliliğin merkezi olarak değerlendirilebilir. Mimarisinden tutun, sergilediği yapıtlarına varıncaya dek bu görüşün tamamen tutarlı bir biçimde üretildiği kanaatindeyim. Onun için de Baksı Müzesi istihdamın, ekonomik yerel katkının sorunlarıyla da başa çıkmak istemiş en eski anlatılara ve tekniklere ulaşabilmeyi ve bununla aynı ortamda avangardizm diyebileceğimiz yapıları bir araya getirmeyi amaç edinmiş, göçün kaynağına doğru yürümeyi ve belki kurucusunun kişisel tarihini yeniden keşfetme; böylece modernizmin, küreselleşmenin hayatı ve insanı aynılaştırdığı tutuma efelenme gibi bir pozisyonu seçerek yoluna devam ederken; kopuşlar yerine diyaloglar öneren bu yolla kültürler arası çatışma yerine, onların özünde olan barışı ve yakınlığı insanın hizmetine sunmayı tercih etmiştir.

Sanat bize üç ana etkeni hep hatırlatır. Bunlar; Coğrafya, Tarih ve içinde yaşadığımız çağdır. Hemen tüm yaratıcı çabada bu üç belirleyiciyi görürüz.

Sorun bu üçlünün iyi ve tutarlı bir biçimde yorumlanmasında ve yaratıya dönüşmesinde ortaya çıkıyor.

Hüsamettin KOÇAN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir