Bugün sizlere 2017 Venedik Bienali’nin en iddialı ve en çok tartışılan sergilerinden biri olan Treasures from the Wreck of the Unbelievable’dan bahsetmek istiyoruz.

Palazzo Grassi ve Punta della Dogana’da sergilenen bu proje, on

yıl süren bir hazırlığın ürünü olup modern sanatçı Damien Hirst’ün en gösterişli ve en tartışmalı eserlerinden biri olarak kabul edilir. Sergi, antik bir gemi olan The Unbelievable’ın enkazından çıkarıldığı iddia edilen ve deniz altına bırakıldıktan sonra arkeolojik bir kazı projesine benzer şekilde gün yüzüne çıkarılan 190 farklı biçimdeki heykelden oluşturulmuştur.

Hirst’ün kurgusuna göre bu gemi özgür bırakılmış bir köle olan Cif Amotan II’nin geniş sanat koleksiyonunu taşımaktaydı ve yaklaşık 2.000 yıl önce Doğu Afrika kıyılarında battıktan sonra ancak yakın zamanda keşfedilmişti. Sergide yer alan eserlerin bazıları anıtsal boyuttaydı ve yüzyıllardır denizin dibinde kalmış gibi bir izlenim vermekteydi; mercanlarla kaplanmış, midyelerle sarılmış ve eskimiş bir görünüme sahiplerdi. Sergideki eserler altın, mermer, kristal, bronz ve yeşim gibi malzemelerden yapılmış; antik Mısır ve Aztek motiflerinden çağdaş pop kültürüne kadar uzanan geniş bir stil ve tema yelpazesine sahip heykellerden oluşmaktaydı.

Treasures from the Wreck of the Unbelieavable, sanat ile mit arasındaki sınırları zorlaması ve gerçek ile kurgu arasındaki çizgiyi bulanıklaştırmasıyla öne çıkıp akıllarda yer edinmeyi başarmıştır. Gerek başarısından dolayı övülen gerek de aşırı gösterişli olması nedeniyle eleştirilen bu sergiyi siz nasıl buldunuz?