Modern Avrupa’nın En Eski Müzesi Olarak Bilinen Uffizi Müzesi

Modern Avrupa’nın en eski müzesi olarak bilinen Uffizi Müzesi’nin kökleri 1500’lü yıllara kadar uzanır. Francesco I de’Medici’nin Uffizi’nin Doğu Kanadı’na resim ve heykellerle kurduğu galeriyle serüven başlar. 1650 yılında Cosimo I tarafından yaptırılan bina aslında müze olarak değil, idari ve adli makamları barındırmak adına inşasına başlanmış bir komplekstir. Cosimo bu büyük proje için Giorgio Vasari’yi görevlendirir.

Vasari büyük bütçeler harcayarak eski rahiplerin oturduğu Palazzo Vecchio’yu yeniden yapılandırmak ve dekorasyonu üzerine çalışarak Cosimo’nun bir hükümet karargahına dönüştürmek istediği Medici konutu projesine yoğunlaşır.
Vasari’ye göre Palazzo Vecchio bir kraliyet sarayı görünümüne bürünecekse Uffizi halkın yararına olacak bir yapı olarak ortaya konmalıdır.

Uffizi, doğuya ve batıya doğru uzanan iki uzun kanattan oluşan, güneyde nehre bakan bir gövdeyle birinci katta havadar bir sundurma ve zemin katta bir revakla birleştirilen U şekinde bir yerleşim planına sahiptir. Son derece heybetli bir görünüme sahip bina, tipik bir Floransa malzemesi olan ‘’pietra serena’’dan yapılır. Ayrıca bölgedeki birçok yapı Uffizi’nin inşaatına yer açmak için yıkılır. 1410 yılında kısmen yıkılan Romanesk San Pier Scheraggio kilisesisin kalıntıları ise binanın içine alınır.

Uffizi inşa edilirken Mediciler de en güçlü dönemlerini yaşamaktadır. Tüm Toskana’ya hakim olan büyük aile, prestijini daha da sağlamlaştırmak adına binayı çeşmeler, anıtlar ve duvar halılarıyla donatır. Cosimo I, yapılan yeni bina ile Palazzo Vecchio arasında bugün hala kullanılmakta olan yükseltilmiş bir geçidin eklenmesini talep eder. 1565 yılında Francesco I ve Avusturyalı Joanna arasındaki evlilik sebebiyle Vasari Koridoru olarak bilinen Uffizi ve Piti Sarayı arasında başka bir yüksek geçit inşa edilir. Bu ‘’hava yolu’’ üç yüzyıl boyunca saraya ayrılır ve 1865 yılına kadar da halkın kullanımına açık bırakılır.

1574 yılında Vasari’nin ölümüyle proje Alfonso Parigi ve Bernardo Buontalenti yönetiminde devam eder. 1587’ye kadar binanın ikinci katındaki Galeri düzenlenir, koridor boyunca Medici’nin koleksiyonlarının sergilendiği sekizgen biçimli bir oda olan Tribuna vardır. Galeri’nin tavanları o dönemde keşfedilen İmparator Nero’nun evi Domus Aurea’daki duvar resimlerinden ilham alan Raphael ve öğrencileri tarafından popüler bir tarza uygun olan ‘’grotesk’’ motiflerle dekore edilir.

Bugün Uffizi Müzesi’nde Botticelli’nin Venüs’ün Doğuşu’nu, Leonardo Da Vinci’nin Müjde’sini, Boticelli’nin Bahar’ını, Michelangelo’nun Davut heykelini ve daha birçok etkileyici eseri görebiliriz. Binanın ilk mimarı Giorgio Vasari, Uffizi için ‘’Nehirde ve neredeyse havada kurulduğundan, bundan daha zor ya da tehlikeli bir şey inşa etmedim’’ der.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir