Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da bulunan ünlü ‘Dans Eden Ev’in yapımına 1992 yılında mimar Vlado Milunić ve mimar Frank Gehry’nin işbirliği ile başlanmıştır.

Yapının bulunduğu alanda daha önceden var olan rönesans dönemine ait binanın II. Dünya Savaşı’nda yıkılmasıyla yerine modern bir binanın inşa edilmesi için sınırsız bütçe ayrılmış ve bu da özgün bir eserin ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır. İki gövdeden oluşan bina dekonstrüktivizm stiline uygun şekilde tasarlanmıştır. Dekonstrüktivizm ya da yapısal analiz 1980’lerin sonuna doğru ortaya çıkan post modern mimari akımıdır. Bu akıma göre yapıyı oluşturan mimari unsurların bütünlüğü parçalanır, yüzeylerde çeşitli oyunlar yapılır ve yapının köşelerinde dik açı kullanmak yerine yamukluklar oluşturulur. Bu stilde tasarlanan eserlere baktığınızda bir kargaşayla karşılaşılır. Dans Eden Ev de ilk bakışta bir kargaşayı andırsa da aslında dans eden iki partneri sembolize eder.

1996 yılında inşası tamamlanan yapı beraberinde birçok tartışmaya sebep olmuş, bölgedeki binalarla ve şehirle uyumsuz olduğu düşünülmüştür. Günümüzde bina Prag’ın sembollerinden biri haline gelmiş, en çok ziyaret edilen yapılar arasına girmiştir.