Apartheid Rejimi Nedir?
Apartheid kelimesi Afrika dilinde 1948’de sözlüğe girer. Güney Afrika’nın 1948 – 1990 yılları arasındaki siyasi durumunu anlatmak için kullanılan ifade, en basit anlamıyla kamusal alanda siyah beyaz ayrımı anlamına gelir.
Ülkede bulunan Avrupalı azınlığın (%10) yönetimi kontrol etmesi için düzenlenen bu terim Nüfus Kayıt Yasası’na dayanır. Bu yasaya göre Güney Afrika vatandaşları siyahlar, melezler ve beyazlar şeklinde üçe ayrılır. İlk başta yüksek mahkeme bu rejimin siyah ve beyaz halk için ayrılan yerlerin aynı kalitede olmadığı sürece yasaya uygun olmadığını söyler. Yani mahkemeye göre asıl nokta ‘’ırk’’ ayrımı yapılması değildir.
Apartheid rejimi Afrikalı halkın meslek seçimlerine, ibadet etme özgürlüğüne, evliliklerine karışmakla kalmayıp kentsel ayrıma da zorlar. Siyah vatandaşlar sadece geçiş kartları varsa şehre gelip, çalışma imkanına sahiptir. Güney Afrika, Apartheid rejiminden dolayı uluslararası arenada tepki görür; İngiliz Uluslar Topluluğu’ndan çıkartılır, Birleşmiş Milletler tarafından çeşitli ambargolara maruz kalır. Kısacası prestijleri son derece kötüdür ki bu, rejimin sona ermesinde büyük bir etkendir. Çünkü BM’nin uyguladığı ambargolar zengin bir ülke olan Güney Afrika Cumhuriyeti’ni etkilemez.
1963’ten itibaren Afrikalı halk Apartheid rejimine karşı pasif direnişe başlar. Bu hareketin liderliğini Afrika Ulusal Kongresi üstlenir. Apartheid’e karşı mücadele eden kongre lideri Nelson Mandela, 27 yıl boyunca hapiste kalır. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra mücadelesine kaldığı yerden devam eder ve rejimin yıkılmasına hız kazandırır. 1990 – 1991’de Klerk hükümeti, Nüfus Kayıt Yasası da dahil olmak üzere birçok ayrılıkçı yasayı kaldırır. 1994’te tüm halkın eşit oy hakkına sahip olacağı seçim yapılır, Afrika Ulusal Kongresi başarı kazanır. Böylece Nelson Mandela Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ilk siyahi başkanı olur. Aynı tarihte yürürlüğe giren yeni anayasa ile Apartheid rejimi tamamen ortadan kalkar.