Harput Kalesi Efsanesi
İnsanlar arasında “Süt Kalesi” olarak da anılan Harput Kalesi ile ilgili efsaneleri biliyor musunuz? Eğer ki yapıya dair çok az fikrinizin olduğunu düşünüyorsanız gelin Harput Kalesi’nin özelliklerini ve kaleyle ilgili bilgileri birlikte inceleyelim.
Harput Kalesi Nerededir?
Urartuların ülkemizde miras bıraktığı Harput Kalesi, şu anki Elazığ ilinin sınırları içerisinde yer almaktadır. Elazığ’ın şehir merkezine yaklaşık 10 km uzaklıktaki yapı, şehri ziyaret eden turistlerin en çok merak ettiği yerlerden biridir.
Harput Kalesi Hakkında Bilgi
- Harput Kalesi, M.Ö 8. yüzyılda Urartular tarafından inşa edilmiştir.
- Kale, ismini bulunduğu ilçe olan Harput’tan almıştır.
- Eski bir yapı olduğu için bugüne dek birçok farklı medeniyetin hakimiyeti altına girmiş bir kaledir.
- Yapının bugünlere gelebilmesinde etkili olan en önemli onarım Artukoğulları döneminde yapılmıştır.
- Harput Kalesi ve bölgesi, takvimler 1515 yılını gösterirken Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyeti altına girmiştir. Bu dönemde imparatorluğun hükümdarı Yavuz Sultan Selim’dir.
- Yapı; Çubuk Bey, Alaeddin Keykubad ve Belek Gazi tarafından yönetim merkezi olarak kullanılınca tarih açısından daha da önemli bir mekana dönüşmüştür.
- Kale, iç ve dış surlar olmak üzere toplamda iki bölümden oluşmaktadır.
- Harput Kalesi, kayalıkların üzerindeki bir bölgede konumlandığı için kuşatılması zor bir mekan oluşuyla da dikkat çekmektedir.
- İçerisinde tahıl ambarı, darphane, cami, ve sivil yapılar bulunan kaleyi büyük bir mahalleye benzetmek mümkündür.
- Dikdörtgen şeklindeki yapıda kayaların içerisine oyulmuş odalar bulunmaktadır.
- Harput Kalesi’nin yüksekliğinin yer yer değişiklik gösterdiği de kale ile ilgili bilinenlerden bir diğeridir.
Harput Kalesi Kazı Çalışmaları
Harput Kalesi, uzun yıllar boyunca varlığını korumuş bir yapı olduğu için ve aynı zamanda da farklı medeniyetlerin hakimiyet dönemlerine şahitlik eden bir yapı olduğu için bölge arkeolojik açıdan oldukça değerlidir. Bu nedenle de bölgede günümüze dek birçok kazı yapılmıştır. Bu kazılardan başlıcaları;
- Harput Kalesi’nde 2005 yılında bölgede saklı bilgileri keşfetmek amacıyla kazılar yapılmaya başlanmıştır. 2006,2007,2008 ve 2009 yılında da devam eden bu kazının amacı bölgede 17.yüzyıldan 20.yüzyıla dek yaşayan bir Osmanlı Mahallesi’ni kurtarmaktır. 2005 yılında başlayan bu kazı Osmanlı Arkeolojisi kapsamındadır. Yine aynı kazıda mahalle mektebi, çeşitli ticarethaneler, yeni konutlar ve atölyeler bulunmuştur.
- Bölgede b 2018 yılında tekrar kazılar başlamıştır. Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Aytaç’ın başkanlığındaki kazıda 45 kişilik bir ekip çalışmıştır. Bu kazı daha çok yenileme yapılacak bölgelerin belirlenmesi için yapılmıştır.
Harput Kalesi Zindanları
Harput Kalesi’nde yürütülen kazı çalışmaları, yapıda yerin 36 metre aşağısında 100 basamakla inilen bir zindanın olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ortaya çıkan zindan Belek Gazi’nin Haçlı Kralı II. Baudouin’i tutsak ettiği zindandır. Gidenlerin gezmek istediği bu zindan; yapıda geçmişin izlerini net olarak hissettiren bölümlerden biri olarak görülmektedir.
Harput Kalesi Efsaneleri
İlk efsane
Harput Kalesi’nin bilinen bir diğer adı da Süt Kalesi’dir. Bunun sebebi; yapının içinde kullanılan harçta su yerine süt kullanılmasıdır. Şöyle ki; Harput Kalesi’nin yapımına karar verildikten ve kale birkaç metre yükseldikten sonra bölgede bir su kıtlığı baş göstermiştir. Bu su kıtlığı da; Harput Kalesi’nin yapımında kullanılacak harca su katılması olasılığını imkansız kılmıştır. Fakat aynı yıl bölgede hayvanların bol sütü olmuştur. Zamanın hükümdarı da Harput Kalesi’nin yapımında kullanılacak harca su yerine süt katılmasını buyruk vermiştir. Efsaneye göre Harput Kalesi’nin isminin Süt Kalesi olarak anılmasının nedenlerinden ilki budur.
Ayrıca Harput Kalesi incelendiğinde bu kalenin renginin açık bir tonda olduğunu görmek mümkündür. Yapının adının Süt Kalesi olarak anılmasında bu açık rengin de etkisinin olduğu söylenmektedir.
İkinci Efsane
Harput Kalesi hakkındaki diğer bir efsane de yapıdaki dehlizlerle ilgilidir. Efsaneye göre bu dehlizlerden birinde dünyalar güzeli bir kız yaşarmış ve bu kız büyülü bir altın köşkte uyumaktaymış. Dünyalar güzeli bu kız her yıl bir kere uyanıp “Süt Kalesi yıkıldı mı? Katırlar kuzuladı mı? Dere hamamının yerinde yeller esiyor mu? diye sorar, sonra yeniden uykuya dalarmış. Eğer kızın saydıkları gerçekleşirse Harput’un yıkılacağına ve kıyametin kopacağına inanılmaktadır.
Harput Kalesi’ne Gideceklere Öneriler
- Harput Kalesi, yüksekteki kayalıkların tepesinde yer alan bir yapı olduğu için eserin yaz günlerinde de oldukça serin olduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenle kaleye çıkacağınız zaman dilimi hangi mevsimde olursa olsun; sıkı giyinmenizde fayda var.
- Kalenin etrafında dekorasyonundaki tarihi unsurlarla beğeninizi kazanacak restoranların sayısı çokça fazla. Yapıya gittiğinizde acıkırsanız ya da keyif dolu bir kahve molası vermek isterseniz bu restoranlara girmenizi öneririz.
- Kalenin tepesine çıkmak oldukça zorlu bir yolculuk da olsa; üşenmemenizi öneririz. Çünkü kaleye çıktığınızda gördüğünüz manzara sizi büyüleyecek.
Görüldüğü üzere Harput Kalesi bugüne dek birçok medeniyet görmüş ve birçok tarihi olaya tanıklık etmiş bir yapıdır ve eser; Elazığ’daki en önemli turistik yerlerdendir. Siz de bu kaleyi görüp burada yatan tarihe yakından tanıklık etmek isterseniz Sofos’un Harput-Kemaliye- Divriği Turu’nu incelemenizi öneririz. Ayrıca bu tura katılmaya karar verirseniz de Meraklılarının Adrenalin Seviyesini Yükseltecek Karanlık Kanyon Turu yazımızı okumanızı da tavsiye ederiz.
Yazımıza bölgenin meşhur türküsü “Kar Mı Yağmış Şu Harput’un Başına?” ile son vermek istiyoruz. Şimdiden hepinize keyifli dinlemeler.