Kızıl Kumların Fısıldadığı Masallar: Ürdün

Orta Doğu’nun kalbinde, hem tarihi derinliğiyle hem de doğanın eşsiz güzellikleriyle büyüleyen bir ülke var: Ürdün.


Her köşesinde tarihin izleri, kültürün renkleri ve doğanın mucizeleri saklı. Orta Doğu’nun bu mütevazı ama etkileyici ülkesi günümüze kadar korunmuş mirasıyla sizi kendine hayran bırakacak. Antik kentlerin ihtişamından çöllerin sükunetine, masmavi göllerden yerel tatların coşkusuna kadar Ürdün, ziyaretçilerine benzersiz bir hikaye sunuyor. Gelin, Ürdün’ü keşfe çıkalım.

Petra: Kumtaşına İşlenmiş Bir Destan
Petra, Ürdün’ün en tanınmış simgesi ve dünyaca ünlü bir arkeolojik harika. Kırmızı gül rengini andıran taşları nedeniyle “Gül Şehri” olarak da bilinen bu antik kent, Nebati Krallığı tarafından kumtaşından oyularak inşa edilmiş ve tarihe meydan okumuş bir başyapıt. El-Hazne (Hazine) olarak bilinen en ünlü yapısı filmlerden ya da sosyal medyadan aşina olduğunuz bir görüntü olabilir; ancak Petra, sadece bu muhteşem girişten ibaret değil. Yüzyıllar boyunca yağmur ve rüzgarın ince işçiliğiyle oluşan vadiler, uzun dar geçitler, kaya mezarları, amfi tiyatrolar ve antik ibadet alanları… Burada her köşe yeni bir hikâye anlatıyor. Gün batımında Petra’nın kızıl tonlara büründüğüne tanıklık etmek, gece çöktüğünde mum ışıklarının titreşen ışıkları eşliğinde El-Hazne’yi izlemek hayatınız boyunca unutamayacağınız bir anıya dönüşecek…

Wadi Rum: Mars’a Yolculuk
Ürdün’ün güneyinde, kırmızı çöllerin uzandığı Wadi Rum adeta başka bir gezegene açılan kapı. “Ay Vadisi” olarak bilinen bu bölge devasa kaya oluşumları ve uçsuz bucaksız kum deniziyle sizi büyüleyecek. Burada 4×4 araçlarla safari yapabilir, deve üzerinde çölü keşfedebilir ya da yıldızlarla dolu bir gecede odanızdan gökyüzünü izleyebilirsiniz. Ayrıca Wadi Rum, Lawrence of Arabia ve Marslı gibi filmlerin çekildiği ikonik bir mekan. Çölün sessizliğinde yürürken kendinizi geçmişin izlerini takip ederken bulacaksınız.

Jerash: Antik Roma’nın Doğu’daki İzleri
Ürdün sadece çöl manzaralarından ibaret değil; aynı zamanda Jerash gibi Roma İmparatorluğu’na ait kalıntılara da ev sahipliği yapıyor. İyi korunmuş sütunlu caddeleri, antik tiyatroları ve forumları ile Jerash, sizi antik Roma dönemine götürecek. Antik şehri canlandıran yerel müzisyenlerin gösterileri de sizi başka bir atmosferde hissettirecek.

Damak Çatlatan Lezzetler: Mansaf ve Daha Fazlası
Ürdün mutfağı, lezzet tutkunları için bir cennet. Ülkenin ulusal yemeği olan mansaf kuzu eti, pirinç ve yoğurttan yapılan geleneksel bir lezzet. Ayrıca falafel, humus, mutabbal gibi daha bilindik tatlar da Ürdün’de sizi bekliyor. Her yemek, Ürdün’ün misafirperverliğinin ve kültürel zenginliğinin bir yansıması olarak karşınıza çıkıyor…

Uzun Lafın Kısası: Ürdün’e Neden Gitmelisiniz?
Tarih boyunca medeniyetlerin kavşağı olan Ürdün her adımda keşfedilmeyi bekleyen bir hazine sandığı gibi. Bir yanda antik kent Petra’nın büyüleyici pembe tonları, diğer yanda Wadi Rum’un Mars’ı andıran kızıl kumları… Ürdün’ü keşfetmek için en büyük sebeplerden birkaçı.

Ürdün, macera tutkunlarından tarih meraklılarına, doğa severlerden gastronomi keşifçilerine kadar herkes için bir şeyler sunuyor ve unutulmaz anılarla dolu bir macera vaat ediyor.

SOFOS 10-14 Mayıs 2025 tarihlerinde tekrar Ürdün’e gidiyor! Şimdi bu büyülü ülkeyi keşfetmenin tam zamanı!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir