Hindistan’ın İncisi; Tac Mahal
Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri olarak gösterilen ve tarihin en önemli mimari eserlerinden sayılan Tac Mahal’in öyküsü…
Baba tarafından Timur’un anne tarafından Cengiz’in soyundan olan Şah Cihan, Babür İmparatorluğu’nun 6. İmparatorudur ve 1627-1658 yılları arasında Hindistan’da hüküm sürer. Kaynaklarda cesur, yetenekli ve disiplinli olarak anılan Şah Cihan döneminde ordu ve devlet güçlenir, hukuk sistemi yeniden yapılandırılır, hazine önceye göre büyür ve bir istikrar dönemi yaşanır. Babür(lü) mimarisinin zirvesi kabul edilen bu dönemde Babürlüler Hindistan’ı imar eder, dünya medeniyet mirası kabul edilen birçok eser kazandırır ve zenginleştirir.
Şah Cihan devletin idari merkezi olarak Agra’yı seçer ve burada birçok eser inşa ettirir. Bunlardan en önemlisi eşi Mümtaz Mahal için yaptırılan sanatsal işlemelerle bezeli Tac Mahal’dir.
Mümtaz Mahal, Şah Cihan’ın çıktığı seferler sırasında onu yalnız bırakmaz ve bir sefer sırasında gerçekleşen doğum anında vefat eder. Bunun üzerine Şah Cihan; Osmanlı, İranlı, Suriyeli, Hintli ustalar ve sanatkarları görevlendirip türbenin inşası için mimar ve ustalardan oluşan bir heyet kurar. Heyetin başına da kendi geçer. Kaynaklara göre 20.000 işçiyle 1632-1652 yıllarında inşa edilen türbede Orta Asya’da ve İran’daki Timurlu geleneğiyle Hint-İslam türbe mimarisinin mükemmel bir sentezi görülebilir.
Tac Mahal’in ana türbe binası beyaz mermerden, külliye içindeki bölümler ise kırmızı kum taşından inşa edilir. Bu renk tezatlığı sayesinde ilgi odağı ana türbe binası olur. Mümtaz Mahal’in bedeni Tac Mahal bitene kadar, 23 yıl boyunca, Burhanpur’da kalır. Daha sonra anıt mezarına gömülür. Vefatının ardından Şah Cihan’ın naaşı da Mümtaz Mahal’in yanına defnedilir. Bugün Tac Mahal içinde bulunan iki kabir Şah Cihan ve Mümtaz Mahal’e aittir.