40 yıllık özverinin ve tutkunun eseri: Majorelle Bahçesi
Fas’ın kırmızı şehri Marakeş’te 40 yıllık özverinin ve tutkunun eseri: Majorelle Bahçesi
Bambulardan muz ağaçlarına, begonvillerden yaseminlere, beyaz nilüferlerden kaktüslere uzanan dünyaca ünlü bahçe Marakeş şehrine ayrı bir hava katar. Kendine has bir havası olan Majorelle Bahçesi, çeşit çeşit bitkilerin karmaşık uyumundan doğarak kendisini bütün dünyaya tanıtır.
Bahçenin sahibi Fransız sanatçı Jacques Majorelle’dir. 1910 yılında çıktığı Mısır seyahatinden sonra hayatı değişir ve bir süre Mısır’da yaşadıktan sonra Fas’ın güzelliğini keşfeder. Önce her sanatçı gibi Kazablanka’ya yerleşen sanatçı daha sonra Marakeş’in rengine ve ışığına hayran olup buradan bir arazi satın alır. 4 dönümlük arazisine Mağribi tarzda bir ev yapan Majorelle, ilerleyen yıllarda arazisini genişletir. Bu sayede de hayalini kurduğu botanik bahçesi fikrini gerçekleştirmeye başlar. Kendisi için kübist bir bina isteyen sanatçı, mimar Paul Sinoir ile anlaşır. Bu kübik yapıyı mevcut evinin yanına yaptırır ve atölye olarak kullanmaya başlar.
Kendini bahçesine adayan Majorelle, tüm bitkilerin bakımını da kendisi yapar. Her bir bitkiye orkestra üyesi, kendisine de orkestra şefi gözüyle bakan sanatçı uzun yıllar burada yaşar. Kokuların birbirine karıştığı bu eşsiz bahçede en dikkat çeken yapısı atölye olarak kullandığı kobalt mavisi atölyesidir. Öyledir ki bahçenin her yerinde kullandığı cesur renkler, bahçeyi daha renkli bir dünya haline getirir.
Hatta bolca kullandığı kobalt mavisi bir süre sonra ‘’Majorelle mavisi’’ olarak anılmaya başlar.
Büyük bir keyifle her anını bahçesinde geçiren sanatçımız 1947 yılında artan masraflardan dolayı bahçesini halka açar. 1956’da ise arazisinin bir bölümünü satışa çıkarır. Fakat başına gelen talihsiz bir trafik kazası sonucu bahçesinin tamamını satar. Satış işleminden bir yıl sonra da vefat eder. Majorelle’in vasiyeti üzerine külleri bahçeye atılır. Bahçede de arkadaşı tarafından yaptırılan bir anıtı vardır.
Ölümünden sonra evin ve bahçenin sahipleri Cezayir asıllı modacı Yves Saint Laurent ve Pierre Bergé olur. Fas’a ilk 1966 yılında gelen ikili bahçeye mest olur ve söz konusu arazinin hemen yanından bir ev alırlar. 1980’de bir inşaat firmasının evi yıkıp otel yapmak istediğini duyunca evi hemen satın alıp, bahçeyi rehabilite ederler, bitki türlerini arttırırlar. Birkaç restore işlemi gerçekleştikten sonra bahçe tekrar halka açılır. Jacques Majorelle’in atölye olarak kullandığı kobalt mavisi bina da içinde Berberi sanatını anlatan bir müzeye çevrilir.
Aynı zamanda dünyanın her yerinden bitki barındıran büyüleyici bahçede kütüphane ve Saint Laurent’in tasarımlarının sunulduğu bir hediyelik eşya dükkanı vardır.
Kuş cıvıltılarının yaprak hışırtılarına eşlik ettiği bu huzurlu bahçe S. Laurent’in en büyük ilham kaynağı olur. Hatta çiçeklerin, renklerin ve dokuların fikirlerinin temelini oluşturduğunu her fırsatta söyler. Yves Saint Laurent 2008 yılında vefat edince külleri Majorelle’in atölye olarak kullandığı binanın önündeki gül bahçesine dökülür. P. Bergé hala çoğunlukla Fas’ta vakit geçirir.
Kısacası sanatçı J. Majorelle’in kendi resimlerinin bile ününü aştığı bahçe, mistik havasıyla da merak uyandıran ve kesinlikle Marakeş’e gidilip, görülmesi gereken yerlerdendir.